28 Kasım 2009 Cumartesi

Başlıksız...

Blog dünyasının zenginliğine diyecek yok. Her ne kadar Türkiye’de çok yaygınlaşmamış olsa da yeni blogların varlığı hatrı sayılır bir şekilde artış göstermekte. Her geçen gün çeşit çeşit blog aktif hale gelmekte. Kimileri ilgi çekici ve takip etmeye değer, kimileri ise blogu açandan başkasına herhangi bir faydası olmayan cinsten. Bununla birlikte mantığını çözemediğim blogların varlığı da söz konusu. Sadece onun bunun blogunu tanıtanlar mı dersin, yoksa her gün düzenli olarak öznesi ve yüklemi hiçbir zaman doğru yerde olmayan cümleler kuranlar mı…

Zamana değer kazandırıp, hayatın anlamını aramak gibi bir derdimiz yok elbet. Ama mümkünse mantık kategorisinden az da olsa nasibinizi alsanız diyorum. Milletin blogunu bir iki satır kelamla tanıtmak için neden bu kadar ızdırap çeker ki insan? Eğer ki böyle bir iş yapacaksın; paylaşıma değer gördüğün ve önemsediğin blogları tanıt, uzun uzun bahset içeriğinden, kime ne faydası var sırala reçete gibi. Önüne kim geliyorsa geliyorsa gelsin ekleme. Bu tarz bloglardan ziyadesiyle irite olduğumu belirtmek isterim. Böyle mücadelelere sahip blog sahipleri bu yazıyı okuyup, sinir harbi yaşarlarsa da onlar için yapabileceğim çok fazla bir şey yok! Ama onlar beni cezalandırsınlar! Nasıl mı? Kendi bloglarında benim blogumu tanıtmayarak… Buna çok üzüleceğime emin olabilirler.

Bir de habire aynı şeyi evire çevire yapıp,yapıp, yine yapıp, usanmadan bir daha yapıp paylaşanlar var tabi. Onlar içinde söyleyecek pek fazla bir şey bulamıyorum. İçerik aynı, malzeme aynı, yapılışı aynı, kullanım amacı aynı vs... Tek fark yeni yapılmış olması. Doğal olarak diğeri de eskimiş oluyor tabi. Bu şekilde fabrikasyon mantığı ile kendini amele pozisyonuna sokanlara da küçük bir önerim var; nefesinizi tutup 10 dk bekleyin lütfen… Hatta 15 dk. yapalım şunu, garanti olsun.

Şimdi kimi sorumluluk sahipleri eminim bana kızacaklar. Beğenmiyorsan bakma kardeşim o bloglara diyecekler. Belki haklılarda ama yazmasaydım çatlardım. Böyle bir ölüm hiçte şık durmaz herhalde. Çatlayarak ölmek yani… Ben daha şatafatlı bir ölüm fantezisindeyim. O yüzden bu sorumluluk sahibi şahısların böyle bir mücadeleye girmemelerini rica ediyorum. Zira bunu yazma nedenim az öncede açıklandığı üzre; ölüm-kalım meselesiydi…



Evetttt sıra geldi “yapamadıysan alkışla bari” bölümümüze;

Yaratıcılığın daniskasına şahit oldum geçenlerde. Pekte hoşuma gitti ve bunu mutlaka paylaşmalıyım diye içimden sinsi sinsi planlar yaptım. Aslında bir çok insanın çöp olarak gördüğü yığınlar ne kadarda işlevli hale getirilebiliyor. Neye nasıl baktığımızla alakalı olsa gerek bu. Birisi için çöp kadar kıymetli görünmezken, bir diğeri için eşi benzeri bulunmaz bir malzeme olabiliyor. İşte bunun en güzel örneklerinden birisi şimdi karşınızda;

ÖNCE


Modern bir salonun içinde gayet şık duracağına eminim. Galvanizden yapılmış bir levhanın, asıl üretilme amacına yönelik görevinden emekli edildikten sonra böyle bir işte yeniden kullanılması, ona sunulacak en büyük emeklilik ikramiyesi olsa gerek...
 
SONRA

Fotoğraflara ait alıntılar için buradan buyrun...


Küresel ısınmanın en güncel mevzu olduğu günümüzde, yağmur suyunu kullanılabilir hale getirme fikri de bir başka alkış nedenim.
Yağmur oluklarından süratle aşağıya doğru inen ve kanalizasyondaki akibeti hakkında hiçbir fikri olmayan su damlacıklarının hikayesi bu. Varolma nedenlerine daha da bi’anlam katmak üzere yapılmış bu çalışma, yağmur oluklarına monte edilmiş bir su haznesinin daha sonraki dönemlerde çiçek sulama işinde nasıl kullanılabileceği fikrini anlatıyor.






Fotoğraflara ait alıntılar için buradan buyrun...


Malum mevsim kış. Hastalıklar kapıda… Ve bununla birlikte zaten bünyeye ev sahibi olarak yerleşmiş hastalıklarımız. Dilerim böyle mücadeleleriniz yoktur. Olmasında…
Ama bir yakınınız/tanıdığınız/komşunuz vs. ciğerleri/kolu/bacağı vs. ile ilgili röntgen filmi çektirdiyse işte fırsat bu demektir. Belki daha da şanslısınızdır! Bir radyoloji uzmanı yada bu işlerle haşır neşir bir doktor yakınınız vardır. Bu son söylediğimiz tercih nedenimizdir belirtmek isterim.

Bu kadar çene egzersizinden sonra sanırım asıl mevzuya geçmenin artık sırası geldi.

Evinizde bir abajurunuz var ve artık yenilenmesi gerekiyor. Röntgen filmleri ise ışığı geçiren şeffaf bir yapıya sahip. Bu birlikteliğin alakası ne diyorsanız…

Taa tammmm;





Fotoğraflara ait alıntılar için buradan buyrun...


Ve son olarak bir öneri daha…


Küçük balığınızın fanusu kırıldı. Aksilik bu ya; bir taraftan da blenderınız artık çalışmamaya başladı.
O zaman yapacağınız şey çok basit;


Fotoğrafa ait alıntı için buradan buyrun...









26 yorum:

  1. Yazıya kesinlikle bende katılıyorum bu arada abajüre bayıldım resmen (:

    YanıtlaSil
  2. Bloglar hk.yazına ;amaaaan sende herkesin kendini ifade etmeye ihtiyacı var boşver,hoşgör diyorum.
    Diğer konuyu ise pırlanta bile olsa çöpten birşey alınmasına şiddetle karşı olan kocama gösterdiğimde
    -hımmmm cıghk cıghk olarak yorum aldımsa da ben özellikle abajuru yaratıcı buldum

    YanıtlaSil
  3. Scarlet, katılımınız için teşekkürler...
    :)

    YanıtlaSil
  4. Nalan öğretmenim, yazınca geçti kaşıntım... Artık hoşgörüyorum onları :)))

    Mahmut Beyin bizler için; "sizin başka işiniz yok mu yahu" dediğini duyar gibiyim :)))

    Abajur konusunda da sizlere katılıyorum. İçlerinde en işlevli ve yaratıcı olanı o...

    YanıtlaSil
  5. Bende Nalan Öğretmenime katılıyorum. Bir şekilde deşarj olmaya ihtiyacımız var ! Bu saçma sapan blogların ortaya çıkmasına sebebiyet versede var :)

    YanıtlaSil
  6. İşte yazmak bunun için iyidir. Zaten bunu niye yazdın, benim değil mi, blogumda istediğimi yazarım, diyebilecek olana sen de aynı cevabı verebilirsin.

    Ben blender dönüşümüne bayıldım.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  7. DdM, Bloxoo'da keşfet ikonuna defalarca tıkladıktan sonra üst üste beklediğimin çok altında bloglarla karşılaşınca ister istemez böyle bir tepki vermek geldi içimden... Bende böyle deşarj oldum sanrım.
    :))

    YanıtlaSil
  8. Sesi sana sonuna kadar katılıyorum. Zaten benim kide anlık bir serzenişti. Geçti gitti... Herkes istediğini istediği şekilde yapmakta özgür. Bloglarında küçük çaplıda olsa yaptıklarını paylaşarak kendilerini değerli hissetme çabası harcayanları sonuna kadar takdir ediyorum. Ama bunu hırs haline dönüştürüp anlamsız mücadeleler sergileyenler, benim tasvip etmediğim kitleyi oluşturuyor. Onlardan da uzak durunca sorunumuz kalmamış oluyor. Hatta önce farkına varmadığım ve takibe aldığım blogların çoğunu izlemeyi bıraktım; bayram temizliği...
    :))

    YanıtlaSil
  9. Sen blogda ben de alt katta bayram temizliğine giriştim...se de herhalde önümüzdeki ramazana kadar sürecek bir çaba gerekecek.Bir yandan gözden çıkarılanlara yeni yuva bul,bir yandan vedalaş
    yook yok olacak gibi değil.
    evi yakarak kurtulmak mümkün ama bir yıl içinde yeniden birikmeyewceğine emin olsam denerdim

    YanıtlaSil
  10. benimde bayram temizliğine ihtiyacım var :) herkesi doldurmuşum, her telden çalıyor benim blog:)
    bu arada bende yağmur suyununun kullanılması fikrine bayıldım.

    YanıtlaSil
  11. Nalan öğretmenim, bizim çöpümüz temizle temizle bitmez... "Atmaya kıyamama" gibi bir kusurla dünyaya geldiğizden mütevellit; bu gibi hırslara kapılmak bizim yapmamız gereken en son şey gibi duruyor. Bu konuda defoluyuz, yapacak bir şey yok!

    Evi sakın yakmayın :)))
    Bizim kaderimiz bu!
    :))

    YanıtlaSil
  12. YETENEK-SİZİN, arada bir temizlik şart... Özellikle Reader dan takip ediyorsanız olanı biteni, tam bir zülum haline dönüşüyor internet keyfi. En güzeli temizlik...
    :))

    Bununla birlikte sulama işi için geliştirilmiş o proje de gerçekten çok akıllıca. Basit bir sifon haznesi ve bir kaç metre boru... Balkonlarımızda kolaylıkla uygulayabileceğimiz bir yöntem aslında bu. Yağmur suyunu depola ve gerektiğinde kullan...

    YanıtlaSil
  13. uygulanması gereken bir proje. bahçeli bir eve sahip olursam bu yöntemi kesinlikle kullanırım.

    YanıtlaSil
  14. Çok zekice, farklı çalışmalar,
    beğendim,

    YanıtlaSil
  15. Kitabın kötüsü olmadığı gibi blogun da kötüsü yok bence!bir sürü blog var.Onlardan muhakkak bir şeyler alıyorum ben.Çok sevdiğim blogunda sevmediğim yazıları oluyor.Ben bana ait olanı alıyorum.Gersini bırakıyorum.Benim izlediğim bloglarda izlenesi bloglar.Güzel bir konu açmışsınız teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  16. Yorumunuz ve paylaşımınız için ben teşekkür ederim...
    :)

    YanıtlaSil
  17. değişiklik iyidir,devingenlik verir.Güzel olmuş da...
    Bir iki önerim olacak yarın.

    YanıtlaSil
  18. Sishyphos merakla bekliyoruz :))

    YanıtlaSil
  19. akvaryum alternatifi çok hoştu... aklımın bir köşesine yazdım. Beta balıkları için ideal bence...

    YanıtlaSil
  20. Allah iyiliğini versin emi 10 dk nefesini tut hatta 15 dk öylemi zaten o kadar nefesini tutarsa o vatandaşın bir daha blog yazısı yazabileceğini sanmıyorum tabi öteki tarafta da internet yoksa:))

    YanıtlaSil
  21. FASLI, bu konuda size katılmamak elde değil. Yenilenen teknoloji eski tip blenderları raflara kaldıramamıza neden oldu. Bir alternatif olarak bunu bu şekilde akıllıca değerlendirmişler...
    Bende tuttum bunu.
    :)

    YanıtlaSil
  22. Herşeyden azıcık, zaten amacımızda o kişilerin blog yazmalarını engellemek :)))) Diğer tarafa TTNET'in daha hat çekebildiğini sanmıyorum, umarım çekmezde :))))

    YanıtlaSil
  23. banner boyutunu düzeltmişsin.
    darısı diğerlerine.
    e ama yeni yazı yaz artık:)

    YanıtlaSil
  24. :)))
    Bu aralar sanırım ruhsal bir arınma dönemi geçiriyorum. O yüzden içim pek bi'boş; hiçbir şey yazasım gelmiyor :))) En kısa zamanda bunu ziyadesiyle telafi edeceğim; söz... İlgin için çok teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  25. banner gene şaşmış...
    küsme sakın forumda olanlara methods.biz seni seviyoruz.
    yaratıcılığını takdir ediyorum.
    ignore et yeter şahsı.

    YanıtlaSil
  26. Sishyphos, bir çok denemeden sonra bu banner artık içime sindi:)) Herhalde uzun süre bunu kullanırım:)

    Bu arada ilgin için çok teşekkür ederim... Bu yorum beni mutlu etti, sağolasın.
    Kimseyle herhangi bir küslüğüm söz konusu değil aslında. Tek derdim insanları üzmemek...

    YanıtlaSil

Sen de dök içini...